Uzun bir aradan sonra yeniden öğretmenleri ve arkadaşlarıyla buluşacak olan anaokulu yaş grubunun uyum ve yeniliklere alışma kapasitesinin yetişkinlere göre çok daha yüksek olduğunu belirten Doç. Dr. Gökçe Kurt, tavsiyelerde bulundu.

Okul öncesi eğitime yüz yüze başlayacak çocuklar için yeni bir deneyim sahasının açıldığına dikkat çeken İstanbul Kültür Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Başkanı Doç. Dr. Gökçe Kurt, okulların bu dönemde çocuklar için duygusal anlamda ‘güvenilir bir liman’ olması gerektiğini vurguladı. Kurt, “Çocukların yüksek uyum ve alışma kapasiteleri bu dönemin yönetimindeki en önemli faktör. Sosyalleşme, erken dönem gelişiminde hayati role sahip” diyerek,  okul öncesi eğitim kurumlarının arkadaşlık, oyun, duygusal düzenleme, sosyal yeterlilik kapasitesinin gelişimi anlamında çocukların yaşamında oynadığı belirleyici role de dikkati çekti.

Çocukların yüksek uyum kapasitesine güvenin

Yüksek yenilenme, büyüme, değişme ve uyum kapasitesine sahip okul öncesi çocuklarının bu süreci aile ve öğretmenlerin de desteğiyle çok daha rahat aşabileceklerini kaydeden Doç. Dr. Gökçe Kurt, uzun bir süreden sonra yüz yüze eğitime geçilmesinin getireceği en önemli sorunun sosyal ve duygusal alanlarda yaşanabileceğini belirtti.

Öğretmenler için de zorlayıcı bir deneyim

Pandeminin öğrenciler için olduğu kadar öğretmenler için de zorlayıcı bir deneyim olduğunu belirten Doç. Dr. Kurt, okul öncesi öğretmenlere ilişkin şunları söyledi: Pandemi bizim de dahil olduğumuz okul öncesi eğitim camiasının etkin problem çözme becerilerini oldukça geliştirdi. Bununla birlikte okul öncesi eğitim alanında uzaktan ve yüz yüze eğitim süreçleri çok hızlı biçimde yer değiştirdi. Bu yüzden okul öncesi eğitimin yüz yüze eğitime geçiş sürecinde en az zorlanacak eğitim kademesi olduğunu düşünüyorum.”

Kurallı oyunlara ve açık hava faaliyetlerine ağırlık verilmeli

Doç. Dr. Gökçe Kurt, yüz yüze eğitime geçişte okul öncesi öğretmenlerine önerilerini ise şöyle sıraladı: “Küçük çocuklar için özellikle sosyalleşme ve duygu düzenlemesi alanında daha fazla etkinliğe yer verebilirler. Bahar aylarının da gelmesiyle, okul öncesi eğitim kurumlarının açık alanları hareket etmeyi, koşmayı, oynamayı özleyen çocuklar için daha etkin kullanılabilir. Bunun yanında, yeni arkadaşlar edinecek ve grup dinamiklerini yeniden öğrenecek olan çocuklar için eğitim programlarında ağırlıklı olarak kurallı oyunlara yer verilebilir. Yine, çocukların duygu ve düşüncelerini rahatlıkla ve özgürce ifade edebilecekleri ve öğretmenleri tarafından kabul görebilecekleri sanatsal ve yaratıcı etkinlikleri oldukça önemsiyoruz.”

Aileler iyi gözlemci olmalı

Pandemi krizi nedeniyle sosyal ve duygusal ilişkileri kısıtlanan çocuklar için okulların her kademede öncelikli olarak kapsayıcı olması gerektiğine dikkati çeken Doç. Dr. Gökçe Kurt, ailelere önerilerini de şu sözlerle sıraladı: “Uzun süre evde kalan, sosyalliği ve kişisel ilişkileri sınırlandırılmış çocuklar için okullar belki daha çok duygusal anlamda ‘güvenilir bir liman’ olmalı.  Burada okulların sergileyeceği yaklaşım çok önemli. Ailelere tavsiyem, özellikle okul öncesi dönemdeki çocukların öncelikle sosyal ve duygusal iyi oluşlarını önemsemeleri şeklinde. Bu zorlayıcı süreçte aile içi dinamikler zorlanmış olabilir ya da tam tersi bazı aileler bu dönemde çok daha etkin baş etme stratejileri geliştirmiş olabilirler. Nihayetinde, her zaman söylediğimiz gibi akademik başarıyı getirecek olan koşulsuz sevgi ve güven duygusunu çocuğa verebilecek kişiler anneler ve babalardır. Bu yüzden okul öncesi eğitim kurumlarında yüz yüze eğitime yeniden başlayacak olan çocuklarımızın anne ve babalarına en önemli tavsiyemiz öncelikle çocuklarını iyi gözlemlemeleri ve dinlemeleri olacaktır.  Yeniden yüz yüze eğitime geçiş sürecinde okul öncesi eğitim kademesindeki her paydaş birbirini daha iyi dinlemeyi, empati geliştirmeyi deneyimlemiş olacak ve nihayetinde mutlu ve başarılı çocuklar yetiştirmek için gerekli olan becerileri çok daha etkin bir biçimde kullanacaktır diye düşünüyorum.”      
Editör: Ömür Ünver