'İsrail'in İşgal Altında Tuttuğu Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Abluka Altındaki Gazze'de Yaşayanlar İle Bir Bütün Halinde Filistinlilere Uyguladığı Ayrımcılık Politikaları, İnsan Hakları ve Uluslararası İnsancıl Hukuk İhlallerinin İncelenmesi Alt Komisyonu' ilk toplantısını gerçekleştirdi.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan 'İsrail'in İşgal Altında Tuttuğu Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Abluka Altındaki Gazze'de Yaşayanlar İle Bir Bütün Halinde Filistinlilere Uyguladığı Ayrımcılık Politikaları, İnsan Hakları ve Uluslararası İnsancıl Hukuk İhlallerinin İncelenmesi Alt Komisyonu' ilk toplantısını gerçekleştirdi. Komisyon, ilk toplantısında başkanlık seçimini yaptı. Yapılan açık oylamada; TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu alt komisyon başkanı seçildi. Seçimin ardından; Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Özge Özkoç 'Filistin- İsrail sorununun tarihsel arka planı' konulu komisyona sunum yaptı. Özkoç, Filistin ve İsrail arasında yaşanan sorunun 100 yıldır devam ettiğini söyledi. İki ülke arasındaki bu çatışmanın bölgedeki tüm devletlerin politikasını etkilediğini belirten Özkoç, burada ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığına dikkat çekti. Dr. Özkoç konuşmasını şöyle sürdürdü: "İsrail devleti öyle bir devlet ki bugün hala BM üyesi olup sınırlarının neresi olduğunu bilmediğimiz yegane devletlerden birisidir. Sorun 1948 yılında İsrail'in kurulmasıyla başladı. Siyonizmin mottosunun ‘topraksız bir halk için halksız bir toprak’ olduğu toprağı olmayan Yahudilerin Filistin'de var olan halkı bu motto çerçevesinde yok sayıyor. Yahudi entelektüeller buna ‘etnik temizlik’ diyor. İngilizler bu bölgeyi hep Yahudi toplumunun lehine yönetti. İngiliz mandasında göçler o kadar çok arttı ki bölgedeki Filistinli Araplar bu politikaya karşı ayaklandı. İngiltere dönem dönem Yahudi göçlerini kısıtlama politikası izleyeceğini ilan etse de aslında çok da öyle olmadı. 1920'de 84 bin olan Yahudi nüfusu 1931'de 174 bine çıkıyor. İngilizler 1946'da mandadan çekildiğinde Yahudi nüfusu 602 bine geliyor. Bunun karşılığında ise 1 milyon 175 bin Müslüman var. İsrail devleti kurulmadan önce Yahudiler toplam nüfusun üçte birine ulaşmış durumdalar. Bu dönemde Yahudiler çok akılcı bir strateji ile bölgeye yerleştiler." Özkoç, İsrail’in, işgal altındaki topraklara kendi nüfusunu yerleştirdiğine dikkat çekerek, "Filistin'in verimli topraklarına Yahudileri yerleştirerek demografik yapıyı kendi lehine değiştirmeyi sürdürüyor. İsrail sınırlarını henüz kapatmayan, sınırları belli olmayan bir devlettir. Literatürde 'sonsuz sınırlar' olarak tanımlanıyor. İsrail Filistin'in köylerini dahi kontrol altına aldı. Yahudi yerleşim yerleri boşaltılmadığı sürece burada bir Filistin devleti nasıl çıkacak? Bugünkü tartışmanın ana unsuru Batı Şeria'dır. Batı Şeria olmazsa Filistin devleti olamaz. Çünkü Gazze bir yerde hapsolmuş vaziyette. Yapılan anlaşmalar İsrail'in bırakın bölgeden çekilmesini işgalinin kalıcılığını sağlamıştır" dedi.
Editör: Ömür Ünver