Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3600 ek gösterge konusunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklenerek, "Diline 3600 ek göstergeyi dolamış, bu sözü veren biziz. Önümüzdeki yılın sonuna kadar bu meselenin çözüleceğini beyan eden biziz. Bu zat neyi konuşuyor?" dedi.

AK Parti il başkanları toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarda bulundu.  Erdoğan, özetle şunları söyledi: "Salgın sürecinde Türkiye olarak üretim çarklarını hiç durdurmayarak kendimizi diğer ülkelerden ayrıştırdık. Son dönemde de ülkemizdeki herhangi bir aksaklığa meydan vermeyerek farkımızı yeniden ortaya koyduk. Salgın dönemini yeni ve büyük bir kalkınma atılımına dönüştürmenin gayreti içindeyiz. Pek çok şehrimizde yeni OSB'lerin kuruluşlarından kapasite büyütme gayretlerine kadar kadar nice güzel gelişmelerin yaşandığını biliyoruz. Bu yılın büyüme rakamları doğru istikamette gittiğimize işaret ediyor. Birileri biz ne yaparsak yapalım, ülkemiz hangi güzel haberle sevinirse sevirsin, felaket tellallığı yapmaktan geri durmuyor. Yıllardır aynı yalanlarını tekrarlamaktan bıkıp usanmayanların maskelerini gerekirse her seferinde tekrar tekrar indirmek zorundayız.

Hayatlarında bir kez bile milletle muhabbet etmemiş, devlet yönetmek nedir, uluslararası ilişkiler nasıl yürütülür bilmeyen, eser ve hizmetleri olmayan bu çarpık zihniyetlerin kestikleri ahkamların cehaletlerini ortaya sermekten öte kıymeti yok.

'Tercihini daima eser ve hizmet siyasetinden yana kullanır'

Doğru yerinden kalkana kadar yalan dünyayı bulaşırmış gerçeği de unutmamalıyız. Bizim söylenir söylenmez hakikat denizinde boğmadığımız her yalanın bir süre sonra büyüyüp ayağımıza dolanması kaçınılmazdır. Bizim insanımız sürekli mavra yapanı, yalanı gerçek ciddiyetiyle söyleyerek kendine güldüreni bir süre takip eder ama günün sonunda tercihini daima eser ve hizmet siyasetinden yana kullanır. Biz eser ve hizmet siyasetinin gereğini yerine getirirken milletimize bu siyaset orta oyuncularının gerçek yüzünü hatırlatmaktan geri durmayacağız. Dünkü grup konuşmamızda CHP Genel Başkanı'nın yeni anayasa tartışmaları ile ilgili tutarsızlıklarını kendi ağzıyla ifade ettiği görüntüleri de kullanarak anlatmıştım. Kılıçdaroğlu bu durumdan çok alınmış, görüntülerdeki kişinin kendisi değil de ben olduğumu zannederek bir sağlık kuruluşundan rapor almam gerektiğini söylemiş. Aramızda doktor arkadaşlar varsa bu ruh halinin hangi anlama geldiğini, neye işaret ettiğini gayet iyi bileceklerdir. Biz kimsenin işine karışmayız, doktorların işine de... Ama ortada hem CHP hem de ülke siyaseti açısından acilen müdahale edilmesi gereken vahim bir durum olduğu da ortadadır. Bize düşen Allah şifa versin deyip kendi işimize bakmaktır.

'Bay Kemal! Sen nerede dolaştığının farkında değilsin'

Bu zat, önceki gün enerji fiyatlarını da diline dolamıştı. Dünyanın dört bir yanında enerji fiyatlarının iki katından beş katına kadar arttığı bir dönemde, biz kendi vatandaşımızı korumak için her türlü fedakarlığı yapıyoruz Bay Kemal! Sen nerede dolaştığının farkında değilsin. İzlemiyor musun televizyonları? Enerjide Avrupa, dünya ne halde görmüyor musun? Adamlar şu anda benzin bulamıyor. Bunları görmüyor musun? Amerika başta olmak üzere Almanya, İngiltere şu anda akaryakıtta adete müflis durumda. Hepsini geçtik, şimdi kamyon şoförü bile bulamıyorlar. Salgın başladığından beri, enerji sektöründe kamunun kontrolü altındaki fiyatları, gerekirse sübvanse ederek en alt seviyede tuttuk, tutmayı sürdürüyoruz. Enerji fiyatlarını etkileyecek uluslararası kontratları ülkemiz lehine yapmak için yoğun gayret içindeyiz. Dünyada emtia fiyatları başta olmak üzere maliyetleri etkileyen her şeyin 2. Dünya Savaşı'ndan beri arttığı bir düzeyde ülkemizin en az sıkıntıyla bu dönemi atlatması için çalışıyoruz. Ülkenin de dünyanın da özellikle gerçeklerinden bihaber olanların kürsüden söyledikleri sözlerin ne bu tabloya faydası ne de herhangi bir anlamı vardır. Onlar konuşur, biz eser üretir, sorun çözeriz. Dünyanın ve ülkemizde yaşanan her şeyin gayet farkındayız, adımlarımızı ona göre atıyoruz. Geçtiğimiz haftalarda sözleşmeleri yenilenen işçilerimizin ve memurlarımızın ücretlerinde kendilerini de çok memnun eden artışlar yaptık Bay Kemal. Bunlardan haberin var mı? Memurumuz da işçimiz de bu toplu sözleşmelerden sonra halden memnun. Enflasyonun yüzde 20'nin altında olduğu bir dönemde, ortalama yüzde 30'lar düzeyde yaptığımız artışlarla, çalışanın yanında olduğumuzu açıkça ortaya koyduk.

'Acı bir tebessümle takip ediyoruz'

Tabii belediyeleri hırsızlık, yolsuzluk, ahlaksızlık, taciz, tecavüz iddialarıyla çalkalanan bir partinin çalışanlara verdiğimiz bu ücret artışlarını görmelerini, anlamalarını, takdir etmelerini beklemiyoruz. Hiç değilse bu rezilliklerin yaşandığı yerleri örnek göstererek ülkenin yönetimine talip olduklarını söylemekten vazgeçmenin kendileri için daha iyi olacağını hatırlatmak istiyoruz. Dünyada uyuşturucu ile mücadelesi referans alınan bir ülkede bu tür ithamları dile getirmenin ardında başka niyetler olduğu açıktır. Kamu görevlilerini tehdit ederek çiftçiye, emekliye, esnafa, iş adamına, toplumun her kesimine hakaret ederek iktidara gelebileceğini sananları acı bir tebessümle takip ediyoruz.

'Memurları tahrik etmek için'

Kılıçdaroğlu, memurları tahrik etmek için diline 3600 ek gösterge meselesini dolamış, tekrar edip duruyor. Bu sözü veren biziz ya! Memur sendikalarıyla yapan toplu sözleşmelere bu başlığı koyan da biziz! Verdiğimiz sözün hukuki altyapısını oluşturan biziz, önümüzdeki yılın sonuna kadar bu meselenin çözüleceğini bizzat muhataplarımıza beyan eden yine biziz. Kendi aklınca şehitlerden gazilere her kesimi kışkırtmaya çalışan bu kişi, hızını alamayıp, en çok destek verdiğimiz kesimlerden olan çiftçilerimize de bulaşmış. Biz yaptıklarımızı söylüyoruz, bu şahıs ilkokul seviyesinde bile olmayan mantıkla kendince tarım denklemi kuruyor. Söylediği şeyin çiftçiyi bu günkü seviyesinin çok gerisine düşüreceğinden haberi yok. O derece şuursuz durumda. Yapacağız dediği şeylerin çok daha fazlasının uygulanmakta olduğunu çiftçimiz biliyor. Her türlü desteği çiftçimize verdik, veriyoruz. Türkiye, gelişmiş ülkeler dahil pek çok devletin gıda arz güvenliği konusunda endişe yaşadığı dönemde gayet rahat bir şekilde geleceğine bakabilmektedir. Sadece tarımda değil hangi alana el atarsanız atın benzer tablolarla karşılaşacaksınız.

'Bu demek değil ki ülkemizde hiçbir sorun yok'

Bu demek değil ki ülkemizde hiçbir sorun yok, her şey güllük gülistanlık... Yok böyle bir şey. Tabii ki sıkıntılarımız da var. Ama bunların neler olduğunu da, hangi sebeplerden kaynaklandığını da, nasıl çözüleceğini de en iyi biz biliyoruz biz. Türkiye'nin imkanlarını bu ülkede yaşayan her bir bireyin emrine vermek için hazırlıklarını sürdürdüğümüz ve en kısa sürede gerçekleştireceğimiz pek çok proje bulunuyor. Bunu önümüzdeki günlerde, haftalarda birer birer paylaşacağız.

'Partimize yönelik saldırılar artacak'

Karşımızdaki tablo 2023'e yaklaştıkça partimize yönelik saldırıların, yalan ve iftira kampanyalarının artarak süreceğini gösteriyor. Biz hayatı boyunca iftirayla yalanla mücadele etmiş, her başarısını büyük mücadeleyle kazanmış bir siyasi hareketten geliyoruz. Ülkemizin zor bir dönemi olan 1994'te İBB Başkanlığı'nı biz CHP'den alarak bunlara rağmen kazandık. Siyasi ve ekonomik çöküntünün zirvede olduğu 2002'de iktidara bunlara rağmen geldik. Vesayetin oyunlarıyla, terör örgütlerinin saldırılarıyla, darbe teşebbüsleriyle, siyasi ve ekonomik tuzaklarla bunlara rağmen başa çıktık. Türkiye'nin demokrasi ve kalkınma mücadelesinde attığımız adımları bunlara rağmen neticelendirdik. İnşallah 2023'te milletimizin teveccühüne bir kez daha nail olarak Meclis'te ve Cumhurbaşkanlığında yeniden sorumluluk üstlenmeyi bunlara rağmen başaracağız. Karşımızdakilerin insafına kalırsak, bunlar bize Türkiye Cumhuriyetinin aynı haklara sahip vatandaşları olmamıza rağmen bırakın adil davranmayı, yağmurlu havada bir bardak su vermezler. Gözü de gönlü de başka yerlere çevrili bu yeminli ülke ve millet düşmanlarına hak ettikleri yanıtı her platformda vereceğiz. Ama bunu yaparken asla kendimizi onların seviyesine düşürmeyeceğiz. Bizim tek sorumlu olduğumuz mercii milletimizdir. İktidara geldiğimiz günden beri karşımıza çıkan her engeli yıkıp geçmemizi sağlayan, milletin gücünün üstünde bir güç tanımadık, tanımıyoruz. Şu gönüllere vurmak, şu gönüllere dokunmak bizim en büyük kazanımımız olacaktır. Bize kibir asla yakışmaz. Biz tevazu ordusuyuz ve tevazu ordusu olarak bu yolculuğa devam edeceğiz. AK Parti'nin 20 yıllık geçmişinde bunun aksi hiç olmadı, inşallah olmayacak.
Editör: Ömür Ünver