Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu'nun (Türkonfed), “Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ve KOBİ’ler” başlıklı raporunda, ekonomide önemli bir paya sahip KOBİ’ler için AYM’nin "bir engel değil tam aksine fırsat" olduğuna dikkat çekildi.

Avrupa’yı 2050 yılına kadar iklim nötr hale getirmek ve AB ekonomisinin sürdürülebilir olmasını sağlamak amacıyla Avrupa Komisyonu tarafından iki yıl önce yayımlanan Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM), iş dünyasını yakından ilgilendiriyor. Özellikle en geç 2023 yılında uygulamaya geçilmesi planlanan Sınırda Karbon Düzenlemesi (SKD) mekanizması nedeniyle işletmelerin bu dönüşüme adaptasyonu büyük önem taşıyor. Türkonfed Ekonomi Danışmanı Doç. Dr. Nazlı Karamollaoğlu'nun hazırladığı raporda, KOBİ’lerin yeşil büyüme kapsamındaki rolleri, karşılaştıkları engel ve fırsatlar değerlendirilirken, SKD’nin KOBİ’ler üzerindeki potansiyel etkileri de hesaplandı. Raporda ayrıca AYM kapsamında uygulamaya alınacak politikalar perspektifinden KOBİ’lerin kaynak verimliliği ve dijitalleşme gibi alanları değerlendirilirken, Türkiye ve diğer Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasındaki karşılaştırmalara da yer verildi.

"AB'nin en büyük ihracat pazarı"

Türkiye’nin, Avrupa Birliği’nin en büyük ihracat pazarı ve ithalat sağlayıcısı olduğunun belirtildiği raporda, toplam cironun 50.4’ünü, istihdamın yüzde 72.4’ünü sağlayan, toplam ihracatın yüzde 37’sini oluşturan KOBİ’lerin, bu dönüşümde kilit rol üstlendiği ifade edildi. Sürece uyum sağlandığı takdirde AYM’nin işletmeler için bir engel değil tam aksine fırsat olduğunun vurgulandığı raporda, işletmelerin AYM kapsamında uygulanacak politikalardan haberdar olmasının önemine değinildi.

Vergi ve ek maliyetler

Raporda, AB üretiminin, özellikle Enerji Yoğun Ticarete Açık (EYTA) sektörlerde daha gevşek iklim standartlarına sahip ülkelere kaydırılmasından kaynaklanan karbon kaçağı riskinin azaltılmasını amaçlayan SKD’nin etkilerine de yer verildi. Buna göre SKD ile maruz kalınacak vergi ve ek maliyetler önümüzdeki dönemde özellikle büyük ölçekli firmalar için önemli bir maliyet unsuru olabilecek. Toplam satışları içindeki ihracat payının büyük şirketlere kıyasla daha az olması nedeniyle KOBİ’ler ilk etapta SKD’nin oluşturduğu maliyet unsurlarından sınırlı etkilenecek. Ancak tedarik zincirinin en önemli parçası olan KOBİ’ler, SKD kapsamındaki düzenlemeleri yapmadıkları takdirde, büyük şirketlerin tedarik zincirinden çıkma riskiyle karşı karşıya kalacak. Bu nedenle düzenlemeye uyum sağlayamayan KOBİ’lerin SKD’den dolaylı olarak etkilenmesi öngörülüyor. Düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecinde gerekli uygulamaları benimseyen KOBİ’ler ise bu dönüşümün katalizörü olma konusunda potansiyel oluşturuyor.

KOBİ'lerin durumu

Türkonfed’in raporunda KOBİ’lerin yeşil ekonomiye geçiş sürecinde karşılaştıkları fırsatlara ve önlerindeki engellere de yer verildi. Buna göre kaynak verimliliği kanalıyla kazanılan maliyet avantajı, yeni pazarlara erişim fırsatları ve eko-inovasyon, KOBİ’lerin bu süreçte elde edebilecekleri fırsatlar olarak sıralanıyor. Yeşil ekonomiye geçişte karşılaşılan en önemli engeller ise belirsizlik (talep, getiri, düzenleme), finansal kaynakların yetersizliği, farkındalık ve iş gücü eksikliği. 2018 yılında Eurostat tarafından yayımlanan Flash Eurobarometer anketine atıfta bulunulan raporda, KOBİ’lerin yüzde 40’ının kaynak verimliliğini artırma konusunda hiçbir yatırım yapmadığının gözlendiğinin, yüzde 29’unun ise cirosunun yüzde 5’inden az bir kısmını kaynak verimliliğine ayırdığı hatırlatıldı.

Paris Anlaşması imzalandı ama onaylanmadı

Yeşil dönüşüm sürecinde KOBİ’lerin önünde engel teşkil etme ihtimali bulunan bir diğer konunun ise Paris İklim Anlaşması olduğu vurgulandı. Raporda, Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı imzalamış olmasına rağmen statüsüne ilişkin belirsizlik nedeniyle onaylamadığı hatırlatılırken, bu durumun Türkiye’nin önümüzdeki dönemde iklim finansmanı kaynaklarına erişimine yönelik risk oluşturduğuna dikkat çekildi. Bunun yanı sıra çevre politikalarında KOBİ ve yeşil büyümeye ilişkin hedefler sunulmakla birlikte, bunların KOBİ’lerde de uygulanmasına yönelik politikaların sınırlı olduğu da belirtildi. Raporda, AYM kapsamında sunulan Yeni Sanayi Stratejisi’nde, dijitalleşme ve yeşil ekonominin ikiz hedef olarak benimsendiği vurgulanırken, Yeni Sanayi Stratejisi’ne paralel olarak, sürdürülebilir ve dijital bir Avrupa hedefine ulaşma hedefi doğrultusunda geçen yıl açıklanan AB KOBİ Stratejisi’ne de değinildi. KOBİ strateji kapsamında sürdürülebilirlik ve dijitalleşme için destek, düzenleme yükünün azaltılması, pazar erişiminin iyileştirilmesi ve finansmana erişim başlıklarına odaklanıldığının altı çizildi. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve KOBİ’ler raporunun, Türkiye’nin diğer OECD ülkeleri ile karşılaştırıldığı bölümünde, 2010-2018 yılları arasında tüm OECD ülkeleri arasında en yüksek sera gazı artışı kaydeden ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çekildi. Yenilenebilir enerji üretiminde kapasite artışı olumlu olmakla birlikte, enerji ihtiyacının artması nedeniyle toplam enerji kaynakları içindeki yenilenebilir enerji payında önemli bir artış gözlenmedi. Raporda, iklim mücadelesi kapsamında kömürün enerji arzındaki payının düşürülmesi ve halen birçok AB ülkesinde de devam eden fosil yakıt teşviklerine ilişkin uygulamaların sona erdirilmesinin önem taşıdığı da ifade edildi.

Bir an önce harekete geçmeliyiz

AYM’nin bir büyüme stratejisi olarak kurgulanması gerektiğini söyleyen Türkonfed Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, “Bunu yaparken de KOBİ’lerin mevcut kırılganlıkları düşünülmeli ve gerekli politikalar; yüksek teknoloji, yüksek verimlilik ve yüksek katma değeri hedefleyen bir amaç doğrultusunda oluşturulmalıdır. Tıpkı dijital dönüşüm gibi ekonomimizin ve KOBİ’lerimizin rekabetçiliğinde kaldıraç etkisi yaratacak AYM sürecinde de döngüsel ekonomi, sınırda karbon düzenlemesi ve Paris İklim Anlaşması kapsamında bir an önce harekete geçmeliyiz. Özellikle ülke olarak imzaladığımız Paris İklim Anlaşması’nın uygulamaya geçmesi ile birlikte AB’nin dijital ve yeşil dönüşüm fonlarından ekonomimiz adına yararlanma fırsatı doğacaktır” dedi. KOBİ’lerin yeşil dönüşüm yolculuğuna rehberlik edecek politikaların, süreci hızlandıracak destek ve teşvikler ile birlikte ele alınması gerektiğini vurgulayan Turan, “AYM’nin AB-Türkiye arasındaki Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecinde KOBİ’ler perspektifi ile ele alınması da en doğru ve kapsamlı çözüm alanı olarak görünüyor. Türkiye’nin oyunun dışında kalmaması için iş dünyasının yaratacağı farkındalık ve liderlik de büyük önem arz ediyor” diye ekledi. Çatısı altında 30 federasyon ve 274 dernek üzerinden 40 bine yakın şirket yer alan Türkonfed, üye tabanı ile toplam (enerji dışı) dış ticaretin yüzde 83'ünü, tarım ve kamu dışı kayıtlı istihdamın yaklaşık yüzde 55’ini sağlıyor. Türkonfed, Avrupalı KOBİ’lerin çatı örgütü olan ve 12 milyon firma ve 55 milyon çalışanı temsil eden Avrupa KOBİ Birliği (SMEunited) üyesi.
Editör: Ömür Ünver