Her ne kadar dillendirilmese de önümüzdeki yakın süreçte sandık gözüküyor. Yani demokrasi adına bir şans daha... Şimdi; ana muhalefet ve Meclis'teki muhalif partilere büyük görevler düşüyor. Demokrasi nutukları atıp, "Anayasa'ya aykırı ama ama evet" de demeyeceksiniz mesela... Ve bu kez; Vicdanı sızlayan samimi dindarlar... Bu seçimin son şans olduğunu görmüş kararlı cumhuriyetçiler... Ekonominin iniş aşağı olduğunu nihayet anlamış liberaller... Sosyal Demokratlar.. Kapitalistler.. Sosyalistler.. Hatta; iktidar partisi içinde ürkmüşler var. Bu seçim diğer seçimler gibi olmayacak besbelli... Adaylardan çok Türkiye neyi seçecek? Demokrasiyi mi? Demokrasiden tamamen kopuşu mu? Özellikle son 5 yılda yaşanan ve halka reva görerek yaşatılanlardan sonra... Mesela bu seçim "Kime oy vereceksin?" sorusunu sormayalım. Serttir seçmenin tokadı... Fark etmezsiniz ama bir anda patlar... Soru sormayın artık seçmene! Süslü, konformist vaatlerde de bulunmayın... Reçetenin en acısıyla... Tüm çıplaklığıyla gerçekliği gözler önüne serin... Evet, mücadele alanında araçlarında eşit olunmayacak Fakat bu eşitsizliklerin arkasına sığınmaktan bir çözüm olmayacak... Evet, doğru... Demokrasi güçlerinin etkisiz hale getirilmesi için ne gerekiyorsa yapıldı, yapılmaya da devam ediyor, edilecek... Fakat yarınların aydınlık geleceği için, içinde bulunduğumuz çözümsüzlük sarmalından çıkabilmek için... Daha çoğulcu.. Daha çok sesli.. Ve daha çok renkli.. Ortak yaşam alanları içinde.. Eşit yurttaşlık için.. Ortaklaşabileceğimiz.. Ortak dayanışma göstererek.. Ortak refleksler koyacağımız adımları.. El ele, yürek yüreğe atmalıyız. Demokrasiyi, demokrasiyle yaşamak isteyenler birlikte yaşayabilirler. Yaratılmak istenen.. Ve yaratılan.. Nefreti, ayrışmayı sevgiye dönüştürebilirsek.. Çoğulculuğu savunan ve toplum çıkarlarını koruyan dil ile uzlaşıcı adımlar atarsak, asla karşılıksız kalmaz. Siyasal tarihimiz ve yapı dinamiklerimiz olan toplumsal pratiklerimiz, daima düştüğümüz yerden kalkmayı bilen bir toplum olduğumuzu göstermiştir. Toplumsal ses, kendini ifade edecek meşru alanları yaratacaktır.. Yeter ki bu sefer; Ana muhalefet ve diğer muhalif partiler, Parti ve PM'lerinin ne istediğine değil, toplumun, tabanlarının ne istediğine kulak versin! Bu halk; Gün oldu karanlıkta kaldı.. Gün oldu, sesini yükselterek aydınlıklara yürüdü.. Acılara takıldı yaşamlar.. Çok az mutluluklarla taçlandı.. Ama dayanışmayı çokça yükseltti.. Çoğalttı, ortak yaşamı ve dili.. Sokaklarda, Alanlarda, Omuz omuza.. Kaybettiği de oldu.. Sancılı ve ağır süreçler içinde.. Ama yılmışlığı olmadı.. Kadınlar yılmayacaklarını.. Gençler pes etmeyeceklerini.. Gösterdiler, göstermeye de devam edecekler. Yan yana durup.. Birlikte, özgür ve eşit yarınların düşlerini kuracak halklar.. Martıların dahi gagalarıyla suya dalıp, balık yakalamayacakları zamanlara evriliyorken.. Tahrip edilmiş doğa ve iklim krizi gerçeği önümüzde duruyorken.. Ana muhalefet v muhalif tüm partiler.. Olası bir seçimde, tüm dinamiklerini.. Çoğulcu demokrasi, Çoğulcu parlamento, Çok kimlikli, Demokratik bir toplum modeli üzerinde inşa etmek için kullanmak zorundadır... Aksi takdirde; Gelecek yakın süreçteki bir seçimin, geçmiş seçimlerden büyük farkı olmayacaktır. Çözüm; Toplumun dinamiği.. Halkın ta kendisiyle.. El ele.. Yürek yüreğe.. Yürümesidir...  

Editör: Ömür Ünver