Afrika'da ilkbaharla birlikte Avrupa'ya göç eden, koruma altındaki binlerce kız kuşu (vanellus vanellus), Türkiye'ye ulaştı. Kız kuşu sürüsü, Mardin'in Mazıdağı ilçesindeki dinlenme ve beslenmeden sonra Avrupa ülkelerine dağılarak, göçü tamamlayacak.

Dicle Üniversitesi Biyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kılıç, ülkede belirli bölgelerde bulunan kız kuşu sayısının, avlanmadan dolayı bazı yerlerde tehdit altına girebildiğini belirterek, "Yaşam alanlarına dikkat edersek korumuş ve kurtarmış oluruz. Bunlar tabiatın bir parçası, vazgeçilmez ögelerinden biridir. İlaç kullanmadan zararlı olabilecek böcekleri ve haşeratı kontrol altına alabilirler" dedi. Asya, Avrupa, Amerika ve Afrika kıtalarında dağılım gösteren, Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi'ne (BERN) göre, koruma altındaki kız kuşları ilkbaharın yaklaşmasıyla göçe başladı. Afrika'dan binlerce kilometre yol kat ederek Avrupa'ya doğru uçan kız kuşları, Türkiye'ye ulaştı. Lagünler, tuzlu ve acı bataklıklar ile göl ve nehir kenarlarında yaşamlarını sürdüren, böcek ve omurgasız hayvanlarla beslenen kız kuşlarının binlercesi Mardin'in Mazıdağı ilçesinde görüntülendi. Beslenme ve dinlenme için mola veren kız kuşları, molanın ardından Avrupa'nın çeşitli ülkelerine dağılarak, göçü tamamlayacak. Dicle Üniversitesi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kılıç, ülkemizde yaşayan yaklaşık 500 kuş türünden birinin de kız kuşları olduğunu ifade ederek, "Güvercine yakın bir büyüklüğü var. Bacakları biraz daha uzundur, çayırlarda ve açık alanlarda yaşıyorlar. Bazı bölgelerde kışın sürüler halinde de görülürler. Üreme zamanında sürü dağılır. Bunlar tabiatta böceklerle, toprak solucanlarıyla, bazen bitkisel yiyecek olan tohumlar ya da otlarla besleniyorlar. Oldukça albenili bir türdür. Uzaktan koyu ve açık renk, siyah veya beyaz gibi görünüyorlar. Yakından bakınca bunların aslında koyu yeşil, bordoya çalan yanar döner renkleri var. Ayrıca başlarında sorguç diyebileceğimiz tüyleri var. Bunlar bariz bir şekilde onları uzaktan tanımamıza yardımcı olurlar. Erkekleri, dişilere çok benzer. Yalnız erkeklerde sorguç tüyleri daha uzun, o yönüyle birbirlerinden ayrılabilirler. Yerde kuluçkaya yatıyorlar. Tarladaki o zararlılarla mücadelede oldukça etkilidirler. Biyolojik mücadele için de düşünülebilir. Bölgemizde özellikle kış aylarında sürüler halinde görülüyorlar. Mesela Mardin, Diyarbakır ya da Mazıdağı ile Derik civarında bunların yüzlercesini bir arada çalışmalarla gördük. Anadolu'da aslında pek çok yerde bulunuyorlar. Yumurta sayıları 2 ila 5 arasında değişiyor. Yavrular kısa bir sürede harekete başlıyor. En büyük baskı, avcı baskısıdır. Maalesef avlanmadan dolayı bazı yerlerde sayıları tehdit altına girebiliyor. Ülkemizin zenginliklerinden biridir. Yaşam alanlarına dikkat edersek, korumuş ve kurtarmış oluruz. Bunlar tabiatın bir parçası, vazgeçilmez öğelerden biridir. İlaç kullanmadan zararlı olabilecek böcekleri ve haşeratı kontrol altına alabilirler" diye konuştu.  
Editör: Ömür Ünver