Tuzla'da 67 yaşındaki komşusunu darp ettiği iddiasıyla 13 yıl 10 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Halil Sezai davasında karar çıktı; Sezai, 1 yıl 11 ay 17 gün hapis cezası aldı. Mahkeme, sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu ve tutuklu kaldığı süreyi dikkate alarak tahliyesine karar verdi.
Anadolu 12. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu olan Halil Sezai Paracıkoğlu, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) bağlandı. Duruşmada müşteki Hüseyin Meriç ile taraf avukatları da yer aldı. Savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini belirten Halil Sezai, “Müştekiyle aramızda olay gününden öncesine dayanan bir anlaşmazlık söz konusudur. Müştekinin ikamet ettiği villanın öteki eşinde ofis olarak kullanılan Murat Aytaç Ağırlar’ın da ortak bahçesi olan bahçede çekim yapmak istedik. Ancak bu çekimlerimiz müştekinin müdahaleleriyle gerçekleşmedi. Kendisi kullanmış olduğu büyük hoparlörlerle yüksek sesle yayın yaparak bazen anlamadığımız Arapça şeyler dinleterek çekim yapmamızı engelledi. Aynı zamanda yüksek sesle ezan sesi açıyordu. Konuşarak arayı bulmak istedim" dedi.
Küfür etti, tokat attı
Ancak konuşmaların olumsuz sonuçlandığını öne süren Sezai, “Bize bağırıyor, hakaret ve tehditlerde bulunuyordu. Bu nedenle de konuşmalar sonlanıyordu. Aytaç Ağırlar, çekim yapamayacağımızı anlayınca çekim yerini değiştirmeye karar verdi. Bu olaylar yaşanmadan bir hafta önce çekim yerimizi değiştirelim diye konuşmalar başlandı. Olay günü ben müşteki ile konuşmak ve problemleri çözmek istedim. Bu amaçla son derece iyi niyetli bir şekilde çiçek alarak müştekinin ikametine gittiğimde bana hakaret etti. Küfür ederek bana tokat attı. Bunun üzerine aramızda tartışma yaşandı. Ben odun parçasını elime vurmak amacıyla almadım, odun parçasıyla da vurmadım. Kendisini hiçbir şekilde tehdit etmedim, hakaret ettiğim doğrudur. Yaşanılan olaylar neticesinde pişmanım" şeklinde beyanda bulundu.
Odunla yüzüme vurdu
Hüseyin Meriç ise sanıktan şikayetçi olduğunu dile getirerek “Bahçeye kurdukları ışıklar adeta gündüz gibiydi ve çok gürültü geliyordu. Ben bu sesleri duymamak için balkonumda kendim duyabileceğim şekilde klasik müzik açtım. İddia edildiği gibi ezan ya da Arapça ilahi dinlemedim. Ben balkonda otururken sanık arka kapıdan ikametime girerek evin içinden geçip yanıma oturdu. Bana ‘Sen misin bize çekim yaptırmayan’ diyerek hakaret etti. Beni tehdit etti hemen yanından uzaklaşıp gittim" ifadelerini kullandı. Meriç olay gününü ise şöyle anlattı:
“Evin içine girdi, girer girmez odunla yüzüme vurdu. Beni tehdit etti. Elinden odunu alarak dışarıya doğru kaçtım. Beni boynumdan kavradı. Bahçeden dışarıya kaçtım. Orada beni öldürebileceğinden endişe ettim. Burada da sanık eylemlerini sürdürdü. Benim kendisine vurduğum doğru değildir. Cezalandırılmasını talep ediyorum."
Ellerimi ve ayaklarımı kullandım
Taraf avukatlarının beyanlarının alınmasının ardından son sözü sorulan Halil Sezai, “Kasten yaralama eylemini gerçekleştirdiğim doğrudur ancak silahla gerçekleştirmedim. Sadece ellerimi ve ayaklarımı kullandım. Yaşanan olaylar nedeniyle pişmanım, beraatime karar verilsin" dedi.
Mahkeme, “Silahla kasten yaralama, “Hakaret, “Gece vakti konut dokunulmazlığını ihlal etme ve “Mala zarar verme suçlarından toplamda 1 yıl 11 ay 17 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verdi. Mahkeme sanığın üzerine atılı suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikleri göz önünde bulundurarak sanık hakkında hapis cezasının ertelenmesine takdiren yer olmadığına hükmetti. Mahkeme sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu ve tutuklu kaldığı süreyi dikkate alarak sanığın tahliyesine karar verdi.
Editör: Ömür Ünver