İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan istifasını Instagram’dan duyurduğunu anımsatarak, "Önümüzdeki süreçte kabinenin bir diğer ultra başarılı üyesinin yani Tarım Bakanı'nın da TikTok’ta yapacağı bir düetle istifa etmesini bekliyoruz" dedi. Akşener, partisinin Meclis’teki grup toplantısında özetle şunları söyledi: ABD seçimleri Bizim için önemli olan ABD'nin Türkiye ile ilişkileri, Amerika elbette dünya üzerindeki hakim güçlerden biri ancak bizim için önemli olan Amerikan başkanının Türk siyasetine nasıl baktığı değil, Türkiye'nin milli çıkarlarının nasıl korunup kollanacağıdır. Bu açıdan bakınca Trump dönemi hiç de iyi değildi. Biden farklı mı olacak, onu zaman gösterecek. Trump döneminde ahbap-çavuş boyutuna indirgenen ilişkilerin yeniden milletlerarası bir kimlik kazanmasını umuyoruz. Diplomasi kişisel ahbaplıklar üzerinden değil liyakatli kadrolar üzerinden yürütülmelidir. Devrem vergilerini sordu Vatandaşa akıl değil destek ver. Devlet üzerine biraz daha koyup yenisini yapsaydı demez, gelin birlikte yapalım der. Devlet kendi işini zor durumdaki vatandaşına yıkmaz, vatandaşının sırtındaki yükü alır, zor günler için topladığı deprem vergileri saçmaz. O beş müteahhidinizin yapı stoğunu eritmek için kamu bankalarından sudan ucuz krediler verdiniz. Gelin vatandaşımıza da aynı imkanı tanıyın. Albayrak açıklaması Biliyorsunuz damat bakan gitti kendisine acil şifalar diliyoruz. Kendisinin gelişi de gidişi de bu ciddiyetsiz yönetim anlayışının, devletimizin düşürüldüğü durumun ibretlik bir vesikasıdır. Eski damat bakanın istifa sürecinde sayın Erdoğan'ın internet ve sosyal medya yasaklarında neden bu kadar ısrara ettiğini daha iyi anladım. Damadı Instagram üzerinden istifa etti. Partili cumhurbaşkanlığı sisteminde artık her bakan kendine göre bir sosyal medya mecrası seçip oradan istifa ediyor. O da Tik Tok'tan duyursun Önümüzdeki süreçte kabinenin bir diğer ultra başarılı üyesinin yani Tarım Bakanı'nın da TikTok’ta yapacağı bir düetle istifa etmesini bekliyoruz. Böyle bir ciddiyetsizlik olabilir mi! 18 yılda hiç mi devlet adabı öğrenmediniz! Medyaya eleştiri Bu vesileyle, iktidar medyasının hakkını da teslim etmeden geçmeyeyim. Tüm havuz medyasını, Sayın Albayrak’ın istifa sürecinde gösterdikleri üstün gazetecilik başarısından dolayı tebrik ediyorum. Biz medyanın saraya bağlı olduğunu biliyorduk ama bu gerçeği, milletin huzurunda, olabilecek en rezil şekilde itiraf etmelerini, doğrusu beklemiyorduk. Türkiye’nin Hazine ve Maliye Bakanı istifa etmiş. Dünya basını, Avrupa basını, olanı biteni manşetten veriyor. Yabancı ekonomi kanalları, flaş haber olarak alt yazı geçiyor. Amerikan basını bile, başkanlık seçimini bırakıp, son dakika gelişmesi olarak Türkiye’ye bağlanıyor. Ancak saray medyasında tek bir haber dahi yok... Medyanın görevi, Türk milletine haber vermektir. Elbette, medya kanalları arasında görüş farklılığı olur. Ama ayyuka çıkmış bir haberi gizlemek olmaz. Gazetecilik mesleğine, bu kadar mı sırtınızı döndünüz? Türk milletinin haber alma özgürlüğüne, bu kadar mı kastettiniz? Yazıklar olsun. İstanbulluların yarısı Ekim ayında geçinecek kadar para kazanamamış Türkiye’nin ve Türk Milleti’nin gerçeğiyle, Ak Parti iktidarının masalları örtüşmüyor. İste size bir örnek: İstanbul İstatistik Ofisi’ne göre, İstanbulluların yarısı, geçtiğimiz ay, geçinecek kadar para kazanamamış. Yüzde 40’ı borç almış, yüzde 20’si ise, kredi kartının asgari borcunu bile ödeyememiş. Biz, 'Milletimiz geçinemiyor, eve ekmek götüremiyor' dedikçe kızıyorlar ama, gerçekler ortada. Esnafın hali ortada. Emeklinin durumu ortada. İşsiz gençlerimizin dramı ortada. Çalışanlarımız, emekçilerimiz, ayın sonunu getiremiyor. Yaşadığımız ekonomik krizden, anında ve en çok etkilenen grupların başında, ücretli çalışanlarımız geliyor. Ak Parti’nin muhteşem ekonomi yönetimi sayesinde, Eylül 2020 tarihi itibariyle, kamu ve özel sektör emekçilerimiz; açlık sınırının, 2 bin 447 lira 72 kuruş, yoksulluk sınırının, 7 bin 973 lira 2 kuruş, yaşam maliyetinin ise 3 bin 2 lira 55 kuruş olduğu bir ekonomide, açlık ile yoksulluk arasında bir yerde yaşamak zorundalar. Millet hesabı sandıkta görecek Ülkenin kaderini, bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştıran, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin, hayatımıza kattığı 'Yalan Rüzgarı’dır'. Aslında hiçbir şey tesadüf değil. Bunlar 18 yıldır; temel hakları lütuf, adaleti bahşiş, mahkemeleri parti teşkilatı, hakimleri, savcıları da, emir eri sandılar. Aklı yalan, bilimi dedikodu, akademisyeni yandaş, üniversiteleri de bina sandılar. Kalkınmayı beton, Hazine'yi bakkal defteri, vatandaşı kul, kendilerini de efendi sandılar. İşçileri köle, emeklileri dilenci, kendilerini Karun, zenginleşmeyi de borç almak sandılar. Milleti maraba, demokrasiyi masal, meclisi tiyatro salonu, camileri de miting alanı sandılar. Medyayı nalıncı keseri, danışmanları hınk deyici, ekonomiyi bilgisayar oyunu, diplomasiyi de okey masası sandılar. Şimdi bunun sonuçlarını hep beraber yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bunu hak etmiyor. Milletimiz bunu hak etmiyor! Millet size muhtaç değil! Göreceksiniz; millet, bu gidişe artık izin vermeyecek! O gün gelecek, millet, bu hesabı sandıkta görecek."  

Editör: Ömür Ünver