Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Koronavirüsle mücadelenin rehavete kapılmadan sürdürülmesi gerektiğini belirtti ve "Allah rızası için sigara içmeyi bırakın" çağrısı yaptı. Tekirdağ programında İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'nin açılışını da yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında özetle şunları söyledi: Kibirli zihniyet yeniden hortladı: Milletten teveccüh göremeyenler, milletin takdirine mazhar olamayanlar, milleti tahkir ederek kendilerini avutmaya çalıştılar. Bunlar emek vermek, gayret etmek üretmek yerine çalışana, üretene, hizmet götürene çamur atmayı marifet zannettiler. Milleti anlamak, milletin derdine ortak olmak yerine Ankara'daki sırça köşklerinden gazetelerdeki köşelerinden milleti aşağılamayı tercih ettiler. 15 Temmuz gecesi iradesini korumak için tanklara meydan okuyan bu milletin oyunu bir torba kömüre, bir paket makarnaya satmayacak kadar şerefli, onurlu, haysiyetli bir millet olduğunu bir türlü anlayamadılar. Eski Türkiye bakiyesi bu elitist, bu kibirli zihniyetin son günlerde yeniden hortladığını görüyoruz. Unvanı kimi zaman gazeteci, kimi zaman sanatçı, kimi zaman akademisyen, kimi zaman da siyasetçi olan bu kifayetsiz muhterisleri artık biz de milletimiz de çok iyi tanıyoruz. Bütün bunlara rağmen ülkemize hizmet vasıtası olarak gördüğümüz siyaseti milletin arasında yine milletimiz ile birlikte yapmayı sürdüreceğiz. Fehmi Ağabey'i ölümsüz hale getireceğiz: İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi her bakımdan şehrimizin iftihar kaynağı olacak bir eser olacaktır. Fehmi Ağabeyimiz 1912 Hayrabolu doğumlu, o da doktor ama aynı zamanda siyasetçi ve siyasetçiliğinde çok iyi tanıdığımız değerli bir ağabeyimiz. Yolda Meclis Başkanımız Mustafa Bey dedi ki, 'Fehmi Bey buralı aynı zamanda doktor', dedik ki ne düşünüyoruz buraya yakışacak olan Fehmi Ağabeyimizi de ölümsüzleştirecek olan böyle güzel bir eserdir...  Şimdi bu hastanemize onun adını vererek burayı bu şekilde inşallah onunla ve bir Hayrabolulu Fehmi Ağabey ile ölümsüz hale getireceğiz. Salgında makyajlar aktı: Tüm dünyayı olumsuz etkileyen koronavirüs salgını bir turnusol kağıdına dönüşmüştür. Salgın döneminde, gelişmiş ülkeler dahil dünyadaki tüm devletler gerçek kapasitelerini görme imkanı bulmuştur. Salgın sürecinde adeta takke düştü, kel göründü misali yüzlerdeki makyajlar akmış, hakikatler ortaya dökülmüştür. Maskede, solunum cihazına sağlık personelinin sarf malzemelerinden ilaca kadar üretime dayalı her konuda dünyada ciddi sıkıntılar yaşandı. Kağıt üzerinde maddi bakımdan zengin görünen ülkelerin ne hastane kapasitelerinin, ne sağlık personeli sayılarının, ne sağlık sigortası sistemlerinin böyle bir yükü taşımada yetersiz olduğu ortaya çıktı. Biz ise İstanbul Atatürk Havalimanı'nda düşünebiliyor musunuz, bin 6 yataklı bir hastaneyi biliyorsunuz 45 günde bitirdik. Aynı şekilde yine bin 6 yataklı bir hastaneyi de Sancaktepe'de Anadolu yakasında aynı süre içerisinde onu da bitirdik. Dünyada var mı bunun benzeri ve bunun içerisinde 16'şar ameliyathane var. 16 birinde, 16 birinde. Yine bunun yanında tomografisinden, MR'ına, ultrasona kadar bütün donanımları ile mükemmel iki hastane bu dönemde bunları yetiştirdik. Niye, çünkü bu salgınla savaşımız var ve bu savaşta da uçaklar yurt dışından geldiği zaman rahatlıkla Yeşilköy Atatürk Havalimanı'na inip 3 dakikada hemen hastanede. Sancaktepe'ye inip 3 dakikada hemen hastanede. Bunları yapan güç kudret hamdolsun bu iktidar. Haysiyetsiz, terbiyesiz saldırılar: Sağlık ordumuzla bu süre içerisinde çok ciddi bir savaş verildi, sağlık ordumuzun içerisinde ölenlerimiz, şehitlerimiz oldu. Allah onlara da rahmet eylesin. Çekinmediler, bu mücadeleyi bu savaşı açık ve net verdiler. Hala da veriyorlar... Bu arada sağlık personelimize karşı bazı yerlerde yapılan haysiyetsiz, terbiyesiz bazı saldırılar, bunların bir defa kadir-kıymet bilmeyişlerinin bir alameti farikasıdır. Onlar da bedellerini zaten ama bu dünyada ama ebedi alemde ödeyeceklerdir. Süreci başarıyla yürütüyoruz: Türkiye sahip olduğu güçlü sağlık alt yapısı ve genel sağlık sigortası sistemi ile salgın sürecinde dikkatleri üzerinde toplamıştır. 158 ülkeye maske, tulum, ilaç elimizde ne varsa gönderdik. Avrupa'daki toplam kapasiteye yaklaşan yoğun bakım yatak sayısı, 1 milyon 100 bini bulan sağlık ordumuzla bu süreci başarı ile yürüttük, yürütüyoruz. Çok kısa sürede inşasını tamamlayıp hizmete sunduğumuz az önce ifade ettiğim hastaneler bunun bir ifadesidir. Allah rızası için sigara içmeyi bırakın: Covid-19 hastalığının bir süre daha bizimle olacağının farkındayız. Nitekim son haftalarda dünya genelinde vaka hasta ve vefat sayılarında yaşanan tırmanış bu acı gerçeği hepimize hatırlatmaktadır. Koronavirüsün aşısı veya ilacı bulunana kadar rehavete kapılmadan hastalıkla mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor. Ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum. Ne olur Allah rızası için yok dışarısıymış, yok kafeteryaymış, yok şurası, yok burasıymış sigara içmeyi lütfen bırakın. Kendi kendimizin katili olmayalım. En önemli vurgun noktası akciğer, akciğerinde en önemli vurgun yeme aracı sigara. Lütfen artık sizler de bize yardımcı olun. Keyfimiz için yapmıyoruz: İstanbul'da, Ankara'da  yeni bir süreç başladı. Saat 10.00 ve 16.00 arası ancak dışarı çıkılabilecek, bunun dışında herkes evlerinde istirahatte olacak. Yapmak zorundayız, bunu biz kendi keyfimiz için yapmıyoruz sadece, bütün bunları milletimiz için yapıyoruz, sağlıklı bir millet, sağlıklı bir toplum için yapıyoruz. Rant ve kar hesabı yapılması utanç verici: Aşı çalışmalarında son günlerde ümit verici haberler alsak da maalesef zaman zaman spekülasyonlara da şahit oluyoruz. Tüm dünyayı kasıp kavuran, milyonlarca insanın hayatını ilgilendiren bir meselede rant ve kar hesabının yapılması utanç vericidir. Daha önce dediğimiz gibi üretilen aşı tüm insanlığın ortak malı olmalı, Şirketlerin kar hırsına kurban edilmemelidir. Zengin, fakir demeden tüm ülkelerin aşıya erişiminin olması çok önemlidir. Biz bir taraftan kendi çalışmalarımızı sürdürürken, diğer taraftan da gerçekçi tedbirler üzerine bina ettiğimiz salgınla mücadelemizi sürdüreceğiz. Kurallara uymak vatandaşlık görevi: Bu süreçte asıl sorumluluk vatandaşlarımıza düşüyor. Salgınla mücadelenin ilk ve en önemli şartı virüsü kapmamak, hastalığa yakalanmamaktır. Bunun için de ‘TAMAM’ diyerek sloganlaştırdığımız, 'Temizlik, Maske, Mesafe' kurallarına uyulması şarttır. Tüm vatandaşlarımı hem kendi sağlıkları hem de sevdiklerinin sağlıkları için kurallara riayet etmeye çağırıyorum. Unutmayalım bu kurallara uymak hem insanlık hem de vatandaşlık görevimizdir. Yaklaşık 9 aydır canla başla çalışan sağlık personelimize minnet borcumuzu ancak bu kurallara sıkı sıkıya riayet ederek ödeyebiliriz.  

Editör: Ömür Ünver